TAHÂRET = TEMİZLİK
Allâh'ü Teâlâ Kur'ânı Kerîminde, Bakara Sûresinin 222.ci Âyeti kerîmesinde, şöyle buyurmaktadır.(Muhakkak ki, Allah çok tevbe edenleri ve çok temizlenenleri sever)
Peygamberimiz Sallallâhu aleyhi ve sellem de şöyle buyurmaktadır: (Namâz'ın anahtarı, temizliktir.) (1)
Tahâretin lügat mânâsı, Temizlik olup, maddî ve mânevî pislik ve kirden temizlenmektir.
Şer'an mânâsı: Abdestsizliğin veya pisliğin mâni olduğu herhangi bir ibâdeti yapmak için, bu mânileri ortadan kaldırmak niyeti ile yapılan fiildir.
Temizliğin şekilleri dörttür:
1-Necâsetin giderilmesi
2-Abdest
3-Gusül
4-Teyemmüm
Vâsıtalar da dörttür:
1-Su
2-Toprak
3-İstinca taşı
4-Dibâğat.
Temizlik Vâsıtalarından SU: Yaradılış îtibârı ile hangi sıfat üzerine olursa olsun, gökten inen veya yer yüzünde akan veya yerin içinden çıkan sularla temizlik yapılabilir. Bunlar da 7 çeşittir:
1Yağmur
2-Kar
3-Dolu
4-Deniz
5-Nehir
6-Pınar
7-Kuyu sularıdır.
Bu sular da temizlikte kullanılmaları bakımından 4 kısma ayrılırlar.
1-Hem temizdir, ve hem temizleyicidir; kullanılmasında da kerahet yoktur. Bu Mutlak sudur. Ya'ni içine herhangi bir şey karışmayarak vasıflanmamış olan sudur.
2- Temizdir, fakat temizleyici değildir.Abdest almakta, gusül etmekte, necâset temezlemekte kullanılması câiz değildir. Şu var ki bunlardan başka yerlerde kullanılabilir. Bu da iki kısımdır:
A- Zarûret mikdârı kadar, az kullanılmış sular: A'zaları bir kere yıkamakla alınan abdest ve gusül suları, bir çocuğun abdest suyu, akıtılarak yıkanan pislenmiş bir çamaşırın değişmemiş suyu gibi sulardır.(Sondaki su çamaşırın içtiği sudan mâada yıkanılan suyun mikdârı artmadığı takdirdedir.) Eğer (A maddesinde zikr edilen sulardan gayrı) su zaruret miktarından fazlaca kullanılır veya abdest ve gusülde âzâların ikinci ve üçüncü yıkanmalarında veya mazmazada veya abdesti var iken abdest tazelemekte veya sünnetleri ifa edilerek alınan abdest ve gusülde kullanılırsa, bu gibi sular temizdir ve temizleyicidir. Başka yerlerde de, kullanılırlar.
Ve müsta'mel sular, kulleteyne bâliğ olurlarsa, oradan tekrar abdest almak ve her türlü temizliği yapmak câiz olur.
B- İçerisine temiz bir şeyin karışması ile vasfı değişerek isimlenen sular: Gül suyu, za'feran suyu, sabunlu su, sirkeli su, kireçli su, kaya tuzunun eridiği tuzlu su gibi. (2) (Suyun kendi tuzu olursa zarar vermez) Böyle sular da temizdir, temizleyici değildir, yalnız abdest ve gusülde kullanılmazlar.
Fakat vasıflarını ya'ni renk, koku ve tadını değiştirmiyen temiz bir şey, suyun içine karışırsa, onunla temizlik yapılıp abdest ve gusül edilebilir.
İçerisine kokulu veya kokusuz, ağaç parçaları veya yağ veya katı kâfur veya yağlı katran karışan sularla, abdest ve gusül edilebilir.
Aynı zamanda içerisine yaprak düşen, üzerinde yosun hâsıl olan sularla, kulleteyn ve mâ-i kesîr olarak abdest alınan ve gusül edilen yerlerde ayak kirleri karışan sular, abdest almaya ve gusül etmeye mâni değildir. Bir suyun bir yerde çok durması veya oradan geçmesi ile değişmesi veya içerisine toprak karışması da temizlikte kullanılmasına mâni değildir.
3- Nefsinde temiz, başkasını da temizleyici, fakat kullanılması mekruh olan su: Bu da güneş de ısınmış olan sudur. Bu su, şu şartlar altında mekruh olur.
A- Sıcak bir memlekette bulunulması
B-Güneşin te'siri ile kabından suyun üzerinde yağlı bir tabaka hâsıl olmak suretiyle başka bir hâle inkilâb etmesi.
C- Altın ve gümüş kabdan mâada mâdenî kaplarda bulunmuş olması: bakır, demir, kurşun gibi.
D- Sıcak hâlinde iken vücud üzerinde veya içmekte kullanılması,
E- Günün en sıcak zamânında güneşte bulunması,
F-Vaktin geniş olması.Vakit dar olur ve ondan başka su bulunmaz ise, kerâhet yoktur.Eğer kullanılmasının zararlı olduğu zannedilir veya tahakkuk ederse o vakit haram olur.Teyemmüm etmesi lâzım gelir. (3)
Gasb edilmiş olan su veya içmek için sebil olarak bırakılmış olan su gibi.
Çok sıcak veya çok soğuk olan suyun kullanılması da tenzîhen (4) mekruhtur.(5)
4- Necis olan su: Kulleteynden az bir suya, pire büyüklüğünde, en küçük bir necâset dahi düşerse, o suyun üç vasfından birisi değişsin veya değişmesin o su necistir, ibâdette ve her hangi bir işte kullanılmaz.
Eğer kulleteyn veya daha fazla bir suya necâset düşerse ve renk ve koku ve taddan birisi değiştiği takdirde, o su da teneccüs etmiş ya'ni pislenmiş olur.Vasıflarından hiç birisi değişmezse o su temiz sayılır.
TENBİH: Eğer müteneccis olan (velevki necâseti galîza ile) az bir su, temiz su ile, Kulleteyn mikdârına bâliğ oluncaya kadar çoğaltıldığı zaman, renginde, kokusunda, tadında necâsetin hiç bir eseri kalmazsa o su temizdir. Keza çok ve müteneccis olan bir suyun, vasıflarındaki bozukluk kendi kendine gider veya üzerine su katmak suretiyle zâil olursa o su dahi temiz olur. Fakat misk veya sirke gibi şeylerle, suyun rengini veya kokusunu veya tadını gidermeye çalışmakla o su tâhir olmaz.
Kaynaklar:
(1) Eb-u-Dâvud ve Tirmizi ve diğerleri rivayet ettiler.
(2) Muğni-l-Muhtac (Şerh-ü-Minhâc) cild: 1 sa: 19
(3) El-envar ve fi El-Tuhfe,
(4) El-Envar,
(5) Muğni-l-Muhtac cild 1 sa: 21
- KULLETEYN
- ABDEST
- NECÂSET, ONUN GİDERİLMESİ VE AF EDİLEN MİKDÂRLAR
- İSTİNCA = TAHÂRETLENMEK
- TEYEMMÜMÜ GEREKTİREN HALLER
- ARKASINDA ŞÂFİÎ BULUNMASI İHTİMÂLİ OLAN HANEFÎ İMÂMININ DİKKAT ETMESİ LÂZIM GELEN HUSUSLAR
- ABDESTİN FARZLARI
- TEYEMMÜMÜN ŞARTLARI
- MAARİF VEKÂLETİ DİN PLÂNLAMA KOMİSYONUNA VERİLEN ŞÂFİİLER HAKKINDAKİ RAPOR
- ABDESTİ BOZAN HUSUSLAR